Türkiye'nin yüzde kaçı okuma yazma bilmiyor ?

Duru

New member
Türkiye’de Okuma Yazma Bilmeyenlerin Yüzdesi: Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıfın Etkileri Üzerine Bir İnceleme

Okuma yazma bilmeyenlerin sayısının, günümüzde Türkiye gibi bir ülkede hâlâ önemli bir oranı oluşturması, aslında çok daha derin toplumsal eşitsizliklerin ve yapısal problemleri gözler önüne seriyor. Bu yazıda, okuma yazma bilmeyen bireylerin, özellikle kadınlar, farklı etnik kökenlerden gelen insanlar ve düşük gelir gruplarındaki bireyler arasındaki dağılımını, sosyal normlar ve toplumsal yapılarla nasıl ilişkilendirilebileceğini inceleyeceğiz.

Okuma Yazma Oranı ve Türkiye’deki Durum

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 verilerine göre, 6 yaş ve üstü nüfusta okuryazarlık oranı %98’in üzerindedir. Bu oran, genel bir bakış açısıyla oldukça yüksek görünse de, toplumun bazı kesimlerinde hala önemli okuma yazma eksiklikleri ve farklar bulunmaktadır. Bu durum, yalnızca eğitim sistemindeki aksaklıklarla ilgili değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf ve etnik kimlik gibi sosyal faktörlerle derin bir ilişkisi vardır.

Özellikle kırsal bölgelerde ve düşük sosyoekonomik sınıflarda yaşayan kadınlar, okuryazarlık açısından ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. Birçok kadın, geleneksel roller ve ekonomik zorluklar nedeniyle eğitim fırsatlarından mahrum kalmaktadır. Dolayısıyla, okuma yazma bilmeyenlerin büyük kısmı, toplumsal cinsiyet normlarının etkisi altında olan bireylerdir. Kadınların eğitime erişimi, toplumun cinsiyet rollerine göre şekillenmektedir. Kırsal kesimde, erkeklerin eğitim alması daha yaygınken, kız çocukları ev işlerine yardımcı olmak zorunda kalabiliyor veya erken yaşta evlendikleri için eğitimlerine devam edemiyorlar.

Toplumsal Cinsiyetin Etkisi ve Kadınların Durumu

Kadınların okuma yazma oranındaki eşitsizlik, sadece eğitim fırsatlarının sınırlılığıyla ilgili değil; aynı zamanda kadınların üzerindeki toplumsal baskılarla da ilgilidir. Türkiye’de kadınlar, birçok yerleşik norm ve geleneksel cinsiyet rolleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Kadınların eğitim alması, bazen erkeklerin önceliğine ikinci planda kalırken, bu durum onların gelecekteki iş gücü piyasasındaki yerlerini de etkileyebilmektedir. Kadınların okuryazarlık oranındaki düşük düzeyler, aile içindeki güç ilişkilerinin ve ekonomik bağımsızlık eksikliklerinin bir yansımasıdır.

Kadınlar, okuma yazma öğrenmenin ötesinde, kültürel ve ekonomik eşitsizliklerle de mücadele etmektedirler. Birçok kadın, çocuk bakımı, ev işleri ve diğer ailevi yüklerle eğitimlerini tamamlayamamaktadır. Bu tür engeller, özellikle düşük gelirli ailelerde ve kırsal bölgelerde daha belirgindir. 2018 yılında yapılan bir araştırma, Türkiye’de kadınların erkeklere göre okuryazarlık oranlarının hala düşük olduğunu ve bu farkın özellikle kırsal alanlarda daha belirgin olduğunu ortaya koymuştur (Kaymak, 2018). Kadınların toplumsal yapı tarafından belirlenen sınırlı alanlarda var olma mücadelesi, eğitime erişimlerini kısıtlayan önemli bir faktördür.

Erkeklerin Eğitime Erişimi ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar

Erkekler, genellikle toplumda daha fazla eğitim fırsatına sahip olsalar da, bu durum her birey için geçerli değildir. Eğitimdeki cinsiyet ayrımcılığına dair veri toplamak zor olsa da, erkeklerin kırsal bölgelerde eğitime erişiminin bazen yetersiz olabildiği de gözlemlenmiştir. Erkeklerin eğitimine dair çözüm odaklı yaklaşımlar, genellikle erkek çocuklarının daha iyi bir eğitim alabilmesi ve kırsal alanlarda eğitim altyapısının iyileştirilmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Eğitimdeki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, sadece kadınlar için değil, erkekler için de önemlidir.

Fakat, bu yaklaşımlar daha çok erkeklerin eğitimine dair sorunları ele alırken, kadınların eğitime erişiminde daha kapsamlı bir perspektife ihtiyaç vardır. Erkeklerin çözüm önerileri genellikle daha yüzeysel kalabilmektedir, çünkü toplumda kadınların eğitime katılımını kısıtlayan derin yapısal engeller göz ardı edilebilmektedir. Erkeklerin bu durumu göz önünde bulundurarak, eğitime dair eşit fırsatlar yaratılması için daha fazla empati geliştirmeleri önemlidir.

Irk ve Sınıf Faktörlerinin Okuryazarlık Üzerindeki Etkisi

Türkiye’de okuma yazma bilmeyenlerin oranı, sadece toplumsal cinsiyetle sınırlı kalmaz, aynı zamanda ırk ve sınıf temelli eşitsizliklerle de ilişkilidir. Özellikle etnik kökeni farklı olanlar, örneğin Kürt kimliği taşıyan bireyler, eğitim fırsatlarına daha sınırlı bir şekilde ulaşabilmektedir. Türkçe bilmeyen ya da Türkçe'yi ikinci dil olarak konuşan çocuklar, eğitimde dil bariyerleriyle karşılaşmakta ve bu durum okuryazarlık oranlarını olumsuz yönde etkilemektedir. 2020 yılında yapılan bir araştırma, Kürt kökenli öğrencilerin eğitimde yaşadıkları eşitsizlikleri ve okuryazarlık oranlarının Türk kökenli öğrencilere göre daha düşük olduğunu göstermiştir (Erdoğan, 2020).

Aynı şekilde, düşük gelir gruplarındaki bireyler, daha az kaynak ve fırsata sahip oldukları için okuma yazma öğrenme konusunda zorluklar yaşamaktadırlar. Eğitime erişim, çoğunlukla ekonomik imkanlarla bağlantılıdır. Zengin ailelerin çocukları, özel okullar ve özel dersler gibi imkânlarla desteklenirken, düşük gelirli ailelerin çocukları, okul dışında ekstra eğitim fırsatlarına sahip olamayabiliyor.

Toplumsal Normlar ve Yapısal Eşitsizlikler

Sonuç olarak, okuma yazma bilmeyenlerin oranı, sadece eğitim sisteminin bir sorunu değil; aynı zamanda toplumsal normların, cinsiyetçi yapıların, sınıf ayrımlarının ve etnik kimliklere dayalı ayrımcılığın bir yansımasıdır. Bu yapısal eşitsizlikler, eğitimdeki fırsat eşitsizliğini pekiştirmekte ve belirli toplumsal grupların okuryazarlık oranlarını etkileyebilmektedir.

Peki, Türkiye’deki eğitim sisteminde bu yapısal eşitsizlikleri aşmak için ne tür reformlar yapılabilir? Kadınların ve etnik grupların eğitimdeki eşitsizlikleriyle mücadele edebilmek için devlet ve sivil toplumun nasıl bir iş birliği içinde hareket etmesi gerekir? Eğitimdeki eşitlik, toplumsal yapıları dönüştürmek için bir adım olabilir mi?

Bu sorular, okuryazarlık oranlarıyla ilgili daha derin bir tartışmanın kapılarını aralamaktadır. Bu konuda düşünceleriniz ve çözüm önerileriniz nedir?