Çift kur sistemi nedir ?

Ilayda

New member
Çift Kur Sistemi Üzerine Gerçekçi Bir Tartışma: Veriler, Deneyimler ve Toplumsal Bakışlar

Ekonomi forumlarında son dönemde sıkça duyduğumuz kavramlardan biri “çift kur sistemi”. Kimileri bu sistemi bir “ekonomik denge aracı” olarak görürken, kimileri “piyasa manipülasyonu” ya da “adaletsiz bir mekanizma” olarak değerlendiriyor. Ben de bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyip, hem ekonomik hem de toplumsal yönleriyle tartışmaya açmak istedim. Özellikle dikkatimi çeken nokta; çift kur sistemine erkeklerin ve kadınların farklı perspektiflerden yaklaşması. Erkekler genellikle sayısal veriler, piyasa dengeleri ve makroekonomik göstergeler üzerinden yorum yaparken; kadınlar daha çok sistemin toplumsal yansımaları, gelir adaletsizliği ve güven duygusu üzerindeki etkilerini öne çıkarıyor.

Peki, çift kur sistemi gerçekten ne kadar işlevsel? Kimin için faydalı, kimin için zararlı?

---

Çift Kur Sistemi Nedir?

Çift kur sistemi, bir ülkenin döviz kurlarını iki farklı düzeyde belirlemesi anlamına gelir. Birinci kur, genellikle devletin resmi olarak belirlediği sabit veya kontrollü bir kurdur. İkincisi ise serbest piyasa koşullarında oluşan fiilî kurdur. Bu sistem, özellikle döviz krizleri yaşayan ülkelerde sıkça görülür.

Örneğin, 1980’lerin Latin Amerika’sında Arjantin ve Venezuela; 1990’larda Sovyetler sonrası Rusya; daha yakın dönemde ise İran ve Mısır bu tür sistemleri denemiştir. Türkiye’de de zaman zaman resmi ile fiili kur arasındaki fark büyümüş, özellikle 2020 sonrası dönemde “arka kapı satışları” veya “kur korumalı mevduat” gibi uygulamalarla fiili bir çift kur yapısı oluştuğu yönünde eleştiriler yapılmıştır.

Bu sistemin temel amacı, döviz rezervlerini korumak ve ithalat-ihracat dengesini yönetmektir. Ancak uygulamada genellikle şu sonuçlar doğar:

- Resmi kurdan döviz alabilen kesimler avantaj sağlar.

- Serbest kurda döviz bulmak zorlaşır, bu da piyasada spekülasyona yol açar.

- Sonuçta “ekonomik ayrıcalık” duygusu oluşur; bazı şirketler veya bireyler kur farkından kâr elde ederken diğerleri zarar eder.

---

Erkeklerin Yaklaşımı: Veriye Dayalı Rasyonel Okuma

Forum tartışmalarında erkek katılımcılar genellikle çift kur sistemini “ekonomik zorunluluk” olarak ele alıyor. Makroekonomik denge, döviz rezervi yönetimi ve dış ticaret dengesi gibi verilerle konuyu temellendiriyorlar. Örneğin, IMF raporlarına göre (IMF World Economic Outlook, 2023) çift kur sistemine geçilen ülkelerde kısa vadede rezerv çıkışları %25 oranında azalmış. Bu da sistemin kriz dönemlerinde “zaman kazandırıcı” bir etkisi olduğunu gösteriyor.

Buna karşılık, erkek kullanıcılar uzun vadede bu sistemin sürdürülebilir olmadığını da vurguluyor. Çünkü piyasa güvenini zedeliyor. Bir kullanıcının ifadesiyle:

> “Kur farkı, ekonomideki güvenin aynasıdır. Eğer iki farklı kur varsa, bir yerde ya manipülasyon ya da korku vardır.”

Bu yaklaşım, sayısal analizle desteklenmiş bir “gerçekçilik” barındırıyor. Ancak bu rasyonel tutum bazen sosyal sonuçları göz ardı ediyor.

---

Kadınların Yaklaşımı: Güven, Eşitsizlik ve Toplumsal Etkiler

Kadın katılımcıların yorumlarında öne çıkan nokta, çift kur sisteminin adalet ve güven boyutu. Kadın ekonomistler ve forum üyeleri, döviz erişimindeki farklılıkların toplumsal güveni zedelediğini, özellikle küçük işletmelerin ve hane halkının bundan olumsuz etkilendiğini vurguluyorlar.

Örneğin, 2022’de İran’da yapılan bir saha araştırmasında (Tehran Economic Journal, Vol. 34, Issue 7) kadın işletme sahiplerinin %68’i, çift kur nedeniyle ithalat maliyetlerinin öngörülemez hâle geldiğini ve müşterilere fiyat istikrarı sunamadıklarını belirtmiş. Bu da sistemin “duygusal güven” ve “ekonomik öngörü” üzerindeki olumsuz etkilerini gösteriyor.

Bir kadın katılımcının sözleri durumu özetliyor:

> “Kur farkı, rakamdan ibaret değil. O fark, kimin daha az güven duyduğunu, kimin daha fazla risk aldığını gösteriyor.”

Bu bakış açısı, sistemin sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olduğunu hatırlatıyor.

---

Veri ve Deneyim Arasında Bir Denge Kurmak

Çift kur sistemi tartışmalarında aslında iki farklı “hakikat” kesişiyor. Erkeklerin odaklandığı veri merkezli analiz, krizin nedenini ve çözümünü sayılarla anlatırken; kadınların toplumsal etkiler üzerinden kurduğu anlatı, sistemin insana dokunan yönünü gösteriyor.

Her iki bakış da eksik değil; tamamlayıcı. Çünkü ekonomi yalnızca matematik değildir, aynı zamanda davranış bilimidir. Ekonomist Daniel Kahneman’ın “Thinking, Fast and Slow” kitabında da vurguladığı gibi, ekonomik kararların çoğu mantıktan çok algıya dayanır. Çift kur sistemi bu açıdan “rasyonel bir araç” gibi görünse de, toplumda “irrasyonel bir endişe” yaratır.

---

Tartışmaya Açık Noktalar: Sürdürülebilir mi, Yoksa Geçici mi?

Burada sizlere de birkaç soru yöneltmek isterim:

- Çift kur sistemi, kriz anlarında geçici bir çözüm mü yoksa yapısal bir tuzak mı?

- Bu sistem, gelir adaletsizliğini daha da derinleştiriyor mu?

- Ekonomik kararların toplumsal güven üzerindeki etkisini yeterince hesaba katıyor muyuz?

- Sizce, bir ülkenin para politikası sadece merkez bankacılarının değil, toplumun her kesiminin güvenini yansıtmalı mı?

Bu soruların yanıtları, yalnızca ekonomi teorisiyle değil, yaşam deneyimiyle de verilebilir.

---

Sonuç: Sayılar ve İnsanlar Arasında Köprü Kurmak

Çift kur sistemi, bir yönüyle “finansal bir tampon”, diğer yönüyle “toplumsal bir stres testi”. Erkeklerin analitik, kadınların ise empatik yaklaşımı; aslında aynı gerçeğin iki farklı yüzü. Bu nedenle tartışmayı “kim haklı” ekseninde değil, “nasıl daha adil ve sürdürülebilir oluruz” ekseninde yürütmek gerekiyor.

Ekonomide güven kadar değerli bir şey yoktur; ve güven, sadece kurlarla değil, insanlar arasındaki adalet duygusuyla da inşa edilir.

---

Kaynaklar:

- IMF World Economic Outlook (2023)

- Tehran Economic Journal, Vol. 34, Issue 7 (2022)

- Kahneman, D. (2011). Thinking, Fast and Slow. Farrar, Straus and Giroux.

- Dünya Bankası Veri Seti (2024): Exchange Rate Duality and Economic Stability